Diyarbakır'da Araç Kiralama!

Diyarbakır ülkenin en kalabalık 12. şehridir. Şehrin geçmişi asırlar öncesine dayanır. Avrupa’dan Asya, Anadolu’da Mezopotamya’ya geçiş hattının hemen üzerinde olduğu için tarih boyunca önemli bir konumda olmuştur. Bu özelliği nedeniyle çok köklü bir kültürel mirasa sahiptir. Geçmişte kente Amid, Amida, Kara-Amid, Diyar-Bekr, Diyarbekir gibi isimler verilmiştir. Şehrin bazı bölgelerinde yapılan kazılara göre Yontmataş devrinde mağaralarda bu bölgede yaşanmıştır. Hilar mağaralarında çağa ait kalıntılar bulunmuştur.

Ergani’de bulunan Çayönü Tepesi insanlık ve uygarlık tarihi adına çok büyük bir keşfe sahiptir. Günümüz insanının, yani avcı toplayıcılıktan evrilerek bugünkü şeklini alan insanın gelişmesinin ilk aşaması Çayönü’nde gerçekleşmiştir. Neolitik Devrim’in ilk insanları bu topraklarda yaşamış, göçebe toplumlar bu topraklarda yerleşik düzene ve tarım hayatına geçiş yapmıştır. Yapılan araştırmalara göre burada koyun, keçi gibi hayvanlar evcilleştirilmiş, bazı tarım ürünlerinin yabanıl hali üretilmiştir.

Diyarbakır’ın farklı yerlerinde yapılan tarihsel çalışmalardan bir diğeri Üçtepe Höyük'te gerçekleştirilmiş olan kazılardır. Bu kazılarda Helenistik ve Roma dönemine ait merkezler gün ışığına çıkarılmıştır. Lice’de Asurlar’a ait kalıntılar bulunmuştur. M.Ö. 3 binde bölgeye Hurri-Mitaniler yani Kürtler göç etmiştir. Daha sonra pek çok irili, ufaklı, uygarlık, imparataor tarafından bölgede hakimiyet kurulmuştur. Bu yüzden şehirde Roma, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı izleri görülür. Şehirde aynı zamanda Arap, Ermeni, Süryani, Kürt, Türk, Hıristiyan, Müslüman gibi pek çok kavramın temsil ettiği, kültürel ve dinsel bir armoni söz konusudur.

Diyarbakır’daki Tarihi Mekanlar

Diyarbakır Surları Çin Seddi ile beraber en uzun mimarilerden biridir. Strandart bir sur değildir. Üzerinde farklı medeniyetlerin izleri bulunur. Surlarda motifler, kabartmalar, kitabeler yer alır. Surlar beş bin metre uzunluğa sahiptir. Havadan bakışta devasa bir alana yayıldığı görülür. Diyarbakır’ın simgesidir. Güzelliği ve eşsizliği UNESCO Dünya Mirası Listesi ile taçlanmıştır. Surların ilk defa Huriler tarafından M.Ö. 3000’li yıllarda yaptırılmış olabileceği düşünülmektedir. Fakat o zamandan günümüze bu surlar kalmamıştır. Günümüze kalan surlar İmparator II. Constantinius’un yaptırdıklarıdır. Dünyanın en uzun ikinci surlarında Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı izleri bir arada bulunur. Surların temel malzemesi bazalt taştır. Surlarda yer alan burçlardan en görkemlisi Evli Beden burcunu Melih Salih, Yedi Kardeş’i Mimar Yahya yaptırmıştır.

Asur Kalesi adından da anlaşılacağı gibi Asurlar’dan kalan bir mirastır. Kayaların oyularak yapıldığı kale Eğil’de yer alır. Kalede kralları onurlandırmak için yapılmış, kral mezarlıkları bulunur. Kalenin heybetli olmasında etrafının vadilerle çevrilmesi yatar. Kalenin içinde savaşta kaçmak için açılmış tüneller bulunur. Üç katlı han şuan turistlerin dinlenmesi ve vakit geçirmesi için kullanılıyor.  

Diyarbakır’ın Doğal Güzellikleri

Hevsel Bahçeleri asırlar öncesinden günümüze kadar kalabilmiş, şahane güzelliktedir. Kocaman bi alan üzerinde yemyeşil bahçeler hayatta bir kez görülebilecek ender güzelliklerdendir. Bu güzelliği korumak, adını duyurmak amacıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne başvuruldu. Surlarla iç içe olan bahçeler müthiş bir uyumla orada yaşarlar. Eğerr drone sahibiyseniz bir de havadan  çekim yapmanızı ısrarla tavsiye ederiz. Hevsel Bahçeleri bazı yazılı kaynaklarda Efsel Bahçeleri adıyla geçer. Toplam 250 hektar bir alanda yer alan bahçeler Dicle Nehri’n yanına, Tarihi On Gözlü Köprü’yü ardına alarak adeta poz verir.

Dicle Nehri Diyarbakır gibi gizemli toprakların bereket kaynağıdır.1900 kilometre uzunlukta olan nehrin yarısına yakını Türkiye topraklarından geçer. Nehir tarihte medeniyetlerin bu bölgeyi cazip bulmasında büyük bir öneme sahiptir. Lice’de bulunan Birkleyn Mağaraları, antik zamanlarda mistik bir öneme sahiptir. Ölü insanların yeraltına girişinde açılan kapı olduğuna inanılmıştır. Bu yüzden mağaranın pek çok yerinde kabartma ve yazıt bulunur.

Diyarbakır’da Ne Yenir, Ne İçilir?

Farklı halkların kardeşçe yaşadığı, gizemli ve uçsuz bucaksız bu toprakların mutfağına misafir olmadan olmaz. Et, patlıcan, kabakla hazırlanan en meşhur lezzetlerden biri meftunedir. Bulgurun top haline getirilip üzerine sarımsaklı yoğurt ve sosla servis edilen pıçık, bulgur ve etle yapılan nardanaşı yöresel lezzetlerdir. Kıyma ve bademin pilavla birleşerek sunduğu bir şölen düşünün. Bu şölenin adı Diyarbakır’da duvaklı pilavdır. Kaburga dolması gibi bir şöleni de unutmadan geçmeyelim. Bu şölen en büyük masalara çok yakışır. Kapkara mercimekle hazırlanan serbizer, Osmanlı’da da bolca tüketilen cevizli üzümlü pekmez tatlısı namı diğer paluze tatlısı, kibe mumbar, habenisk Diyabakır’a tekrar gidilmesi için plan yaptırtacak lezzetlerdir. Ve son olarak adı Diyarbakır olmadan anılmayan karpuz. Burada yenen karpuzun kelek çıkma şansı yok.

Diyarbakır’a Nasıl Gidilir?

Diyarbakır çevre illerden şehre gelmek oldukça kolaydır. Çoğu zaman otobüslerle ulaşım sağlanır. Fakat İstanbul, Ankara gibi şehirlerden ulaşım otobüslerle uzun olur. Ankara Diyarbakır arası 12 saat, İstanbul’dan yaklaşık 17 saat sürer. Bu yüzden özellikle uzak şehirler için Diyarbakır Havalimanına uçakla gelmek mantıklıdır. Şehir turu içinde havalimanından alınan kiralık araçlar. Havalimanından şehir merkezine 6 kilometre mesafe bulunur. Diğer ulaşım seçeneği demiryoludur. Adana- Elazığ hatlı Fırat Ekspresi Diyarbakır Tren İstasyonu’na da uğrar.