Karakteristik Bir Kokunun Peşinde: Türk Kahvesinin Yolculuğu


 Kahveyi ilk keşfeden insan muhtemelen kokusunun cazibesine kapılmıştır diye düşünmekteyiz. Çünkü kahvelerin gerçekten kendine has ve keskin bir kokusu bulunmakta. 

Kahvenin kendi içerisinde garip bir yolculuğu var aslında fakat Türk kahvesinin ülkemiz içerisinde daha da farklı bir yolculuğu bulunmaktadır. Her ülkenin kendi damak zevkine özgü demleme ve pişirme teknikleri bulunmaktadır. Türk kahvesinin başkenti de İstanbul sayılır. Her çeşitten Türk kahvesi içebileceğiniz kahve duraklarına İstanbul’dan araç kiralama yaparak ulaşabilirsiniz. İtalyanların espresso kahvesi daha sert bir kahve iken amerikalıların filtre kahvesi daha çok kahve içmek isteyen insanlar için uygun olmaktadır. Fakat sanki hepsinin özünde Türk kahvesi var gibi duruyor çünkü tarihi olarak en eski pişirme tekniği Türk kahvesine aittir. Bunu daha iyi anlamak için Türk kahvesinin tarihi yolculuğuna bakalım.

Türk Kahvesi Yolculuğuna Nasıl Başladı ve Günümüze Kadar Geldi?

İlk kahve ağacı 14. yüzyılda Antik Habeşistan’da bulundu. Dervişler tarafından bulunan bu meyve ilk önce hamura sonra da su ile karıştırılarak içilmeye başlandı. Ondan sonra fetihler aracılığı ile Arap Yarımadasına geliyor. Buradan ise İstanbul’da saray mutfağına geliyor. 

Sarayda ise bambaşka bir kimlik kazanmıştır. Rivayete göre sarayın harem ağası tarafından günümüzdeki Türk kahvesi reçetesinde pişirilip Hürrem Sultan’a sunulduğu bilinmektedir. İlk önce acı bulunmuş fakat ondan çok ince öğütülen çekirdekler su ve şeker ile birlikte pişirilerek sevilmiştir. Önce saraya sonrada hızla tüm İstanbul’a yayılmıştır. Bu yayılım Anadolu’ya ulaştığında ise kahvenin dinen caiz olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Fakat kahve uzun yıllar boyunca bu yöntem ile pişirilip tüketilmiştir. Türk kahvesi, 2013 yılında UNESCO tarafından Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası listesine eklemiştir. 

Türk Kahvesinin Çeşitleri Nelerdir?

Türk kahvesi bir dönem Dünya’daki hemen hemen herkes tarafından tadılmış ve çok sevilmiştir. Fakat zaman geçtikçe farklı pişirme yöntemleri gelişmiş ve farklı kahveler ortaya çıkmıştır. Türk kahvesinin de Anadolu’ya yayılmasının akabinde farklı pişirme yöntemleri, farklı meyveler fakat aynı yöntemle pişirme yöntemleri gibi farklı Türk kahvesi türleri çıkmıştır. İşte o kahve türleri;

Menengiç Kahvesi

Menengiç meyvesinin toz haline getirilerek aynı sonrada su ve tercihe bağlı şeker ile tıpkı Türk kahvesi gibi pişirilmesi sonucu elde edilmektedir. Su yerine süt eklenerekte pişirilebilmektedir. Halk arasında kafeinsiz kahve olarakta bilinmektedir. Ayrıca metobolizmayı hızlandırdığı, sindirim sistemine iyi geldiği gibi pek çok faydası olduğu da düşünülmektedir. 

Dibek Kahvesi

Dibek kahvesinin elde edilme şekli, kahve çekirdeklerinin dibek adı verilen tahta veya taş havanlarda elle dövülmesi ile elde edilir. Sanılanın aksine dibek, aslında bir kahve değil, kahvenin dövülme şeklidir. Dövülen bu kahve su ile birlikte Türk kahvesi pişirme tekniği ile pişirilmektedir. Dileyenler içerisine şekerde koyabilirler. Bazı yerlerde damla sakızı gibi aromalarda eklenebilmektedir. Damla sakızlı Türk kahvesi de özünde dibek kahvesidir.

Mırra Kahvesi

Bu kahve Gaziantep ve çevresi illerde acı mırra adında da bilinirler. Bu güzide kahveyi içmek üzere lokasyonlara rahat ulaşmak için Gaziantep’de araç kiralama yaparak gezebilirsiniz. Mırra, aslında kahvesinin pişirme ve hazırlama şeklidir. Pişirirken en dikkat edilmesi gereken nokta kaynama evresidir. Çünkü bu kahveyi uzun uzun kaynatmanız gerekmektedir. Sonra kahvenin telvesi ayrılıp, karışıma su eklenir. Kahvenin tortusunu süzerek mutbak adı verilen özel bir kaba alınır. Bu kaba konulan kahve telvesinden ayrılana kadar su eklenir. Yapımı oldukça zor fakat içmesi keyiflidir.

Türk Kahvesinin Kültürümüzdeki Yeri Nedir?

Türk kahvesi kültürümüzde fincanlara konup, yanında lokum, çikolata gibi bir tatlıyla servis edilir. Türk kahvesinin kültürümüzdeki yeri oldukça farklıdır. Öyle ki evimize bir misafir geldiğinde veya kız isteme törenlerinde bu kahvenin önemi büyüktür. 

Rivayet o ki, bir misafir geldiğinde kahve ve su ikram edilir. Misafire nezaketen “aç mısın?” diye sorulamadığı için, misafir ilk suyu içerse aç olduğu manasına gelirmiş. Misafir eğer ilk kahveyi içerse, yanında lokum gibi tatlı ikram edilirmiş.

Kız isteme törenlerinde ise karşı tarafa nezaketen kızın babası “sen bu adamla evlenmek istiyor musun?” diye soramazmış. Hal böyle olunca kız, damadın kahvesini tatlı yaparsa evlenmek istiyor anlamına gelir, eğer kız kahveyi acı yaparsa kızın evlenmeyi istemiyor anlamına gelirmiş. 

Bu makaleyi kaleme alırken, siz okurlarımızla kırk yıl hatrımız olmasını temenni ediyor. Keyifli ve güvenli sürüşler diliyoruz.

Elitcar
Mobil Uygulamamızı İndirin
Mobil uygulamamızı indirin ve araç kiralama işlemlerinizi hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirin.
Elitcar Rental Mobile AppElitcar Rental Mobile App