Batı Karadeniz’in en stratejik konumu sayılabilecek şehri olan Bolu, İstanbul Ankara geçiş yolunda seyahat edenlerin sıklıkla kullandığı, sanayi ve tarım anlamında kendini geliştirmiş ve ormancılığın önemli geçim kaynağı kabul edildiği bir şehirdir.
İstanbul’dan araç kiralama yaparak 3 saat yolculukla bu doğal güzelliklerle dolu şehre varabilirsiniz.Yeşilliği, doğası ve temiz havası ile bilinen bu şehir genellikle seyahatlerde sıklıkla kullanılsa da tam bir rota olarak planlanması gereken, tüm mevsimlerde görülmeye değer yerlere ev sahipliği yapar. Özellikle sonbahar aylarında gidilecek yerler arasında sayabileceğimiz bu güzel şehir hem yeşili hem de oksijeni bol alanlarıyla tüm ailenizin en sevdiği tatil rotaları arasında yer alacak.
Bolu için seyahat planlayanlara tavsiye edebileceğimiz tüm gezilecek yerleri bir araya getirip işinizi kolaylaştırmak istedik. Sizleri, Bolu gezinizde mutlaka yapmanız ve ziyaret etmeniz gerekenler listesiyle baş başa bırakıyor ve keyifli tatiller diliyoruz.
Yedigöller Milli Parkı: Bolu denildiğinde ilk akla gelen yerler arasında yer alan Yedigöller, seyahatiniz hangi mevsimde olursa olsun mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır. Bahar aylarında rengarenk yaprakların kapladığı yürüyüş yolları kış aylarında yerini beyaz örtüye bırakır ve her haliyle Yedigöller, sevdiklerinizle keyifli bir hafta sonu geçirebileceğiniz rotalar arasında yer alır.
Abant Gölü: 127 hektar alanda 1350 metre rakıma sahip bu derin mavilik, içerisinde bulunduğu 1196 hektarlık milli park ile yürüyüş yapabileceğiniz, manzaraya karşı piknik yapıp huzur içinde eğlenebileceğiniz harika bir rota. Abant gölünde yapılacak şeyler ise oldukça fazla. Abant gölü balık tutmayı sevenler için ideal bir mera iken, etrafında bulunan masalar ile piknikçilerin de uğrak yerleri arasında yer alıyor. Milli park içerisinde bulunan dükkanlardan baharat alışverişlerinizi yapabilir, sevdiklerinize alacağınız hediyelikler ile onları unutmadığınızı gösterebilirsiniz.
Akkaya Travertenleri: Kaynaktan çıkan sodalı içilebilir suyun yüzeyde oluşturduğu beyaz yapı görülmeye değer. Çepni köyü yolu üzerinde bulunan bu doğal güzellik küçük bir giriş ücretiyle ziyaretinizi bekliyor. İçerisinde yüzebileceğiniz ve ayaklarınızı sokabileceğiniz sodalı havuzlarda günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Etrafında bulunan yeşillikler, arasında piknik ve yürüyüş yapmanıza olanak sağlıyor.
Seben Kaya Evleri: Bolu merkeze 4 kilometre mesafede Solaklar köyünde bulunan kaya evleri, MÖ. 2000 li yıllardan günümüze kalan bu tarihi atmosferin üç katı ziyarete açık durumda. Doğal sit alanı ilan edilen bölgede birbirinden güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
Göynük Zafer Kulesi: Bolu’nun göynük ilçesinde, ilçenin ruhunu okşayan mimariye sahip evlerinin arasında yükselen zafer kulesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında yaptırılmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış yapılar arasındadır. Eşsiz manzaralara sahip bu şirin ilçeyi ziyaret ederek Göynük Zafer Kulesi’nin fotoğraflarını çekebilirsiniz.
Yeniçağa Gölü: 384 farklı bitki türüne ev sahipliği yapan ve göl kıyısında bulunan gözlem kulesinden çeşitli kuşları gözlemleyebileceğiniz bu sazlık ve bataklık alanlara sahip göl, Bolu’ya 37 kilometre mesafede bulunuyor. Balık tutmak isteyenler için de uygun bir mera olduğunu söylememiz gerekiyor.
Samandere Şelalesi Tabiat Anıtı: Düzce’ye 26 kilometre mesafede bulunan tabiat parkı, piknik yapıp ailenizle güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. Şelale yanında su ve kuş sesleri arasında dinlenebilir, sevdiklerinizle yürüyüş yapabilirsiniz. Park içerisinde bulunan dinlenme tesisleri, uzun süre keyifli vakit geçirmenize olanak sağlayacak.
Masal Park: Çocuklarınızın keyifli vakit geçireceği bu park, 2018 yılında hizmete açılmış. İçerisinde bulunan masal karakterlerine ait heykeller ve özellikle de Nuh’un gemisi büyük ilgi çeken ve çocukların eğlencesine ortak olan renkli görüntülere olanak sağlıyor. Bolu’nun merkezinde Kılıçarslan mahallesinde bulunan parkın girişi tamamen ücretsiz.
Pavlu Kaplıcası: Özellikle sonbahar ve kış aylarında Bolu gezisi planlayanların mutlaka uğraması gereken adreslerin başında Pavlu Kaplıcası geliyor. Kesenözü köyünde bulunan 78 derece su sıcaklığına sahip şifa kaynağı kaplıca, sağlık turizmi açısından da büyük önem taşıyor. Günübirlik ziyaretlerin yanı sıra, konaklama imkanına sahip bu yerde birkaç gün geçirebilir ve şifalı sular içerisinde vücudunuzu ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Kartalkaya: Bolu’nun gözbebeği kayak merkezi, kış aylarında şehri ziyaret edenlerin de uğrak noktası. Ayrıca ucuz araç kiralama seçenekleriyle de kış turizminin gözdesi olan Kartalkaya’ya ulaşım sağlayabilirsiniz. Fakat kiralama yaptığınız şirkete lastiklerin kışa uyumlu olup olmadığını sormanızı öneririz. Çam ormanları arasında uzanan pistleri, manzarası ve temiz havası ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Bolu şehir merkezine 38 kilometre mesafede bulunan Kartalkaya’yı kış ayları başta olmak üzere yılın her ayı ziyaret edebilirsiniz.
Örencik Yaylası: Abant gölü yakınlarında bulunan eşsiz manzaralara sahip yayla, adrenalin tutkunlarının mutlaka uğraması gereken yerler arasında yer alıyor. Yılın her ayı paraşüt ile özgürlüğü tadabileceğiniz bu yerde aynı zamanda uçuş eğitimi de alabileceğiniz 30 metre yüksekliğe sahip küçük tepeler de bulunuyor. Kolaydan zora her zorluk seviyesi paraşütçülerin uğrak noktası olan Örencik yaylası, yemyeşil görüntüsü ile sizi kendisine hayran bırakacak.
Yukarı Taşhan: 1804 yılında inşa edilen bu tarihi yapı içerisinde bir yorgunluk kahvesi içmeden Bolu gezinizi noktalamamalısınız. Kemerli ve kesme taş ile oluşturulmuş yapısı, her köşesinde fotoğraf çekme isteği uyandıracak. Renkleri ve küçük dükkanları ile tüm yorgunluğunuzu alacak.